SHGM Çağrı Merkezi: 444 60 01

Türk Bölgesel Yolcu Uçağı için düğmeye basıldı…

Türk Bölgesel Yolcu Uçağı Çalıştayı'nın Açılış Konuşmasını yapan Bakan Binali YILDIRIM,  "Havacılıkta, İşletmecilikte Geldiğimiz Yer, Adeta Bir Destandır. Bütün Tahminleri Altüst Eden Bir Büyüme Gerçekleştirilmiştir."  dedi.

 

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Konferans Salonu'nda 18 Mayıs 2010 tarihinde düzenlenen Çalıştay'da, Türk havacılık sektörünün gelişim sürecine ilişkin bilgi veren Bakan YILDIRIM, "Bu büyüme bize tarihi bir sorumluluk getirmektedir. O sorumluluk artık geçmişte başladığımız, devamını getiremediğimiz kendi uçağımızı kendimiz yapma hayalimizi, projemizi artık hayata geçirme zamanı gelmiştir, geçmektedir" dedi.

 

Bakan YILDIRIM, havacılık sektörünün dünya milli gelirinin yüzde 8'ine sahip olduğunu  ve dünyada taşınan yükün yüzde 35'inin hava yoluyla taşındığını belirterek, dünyada yaklaşık 2 bin civarında hava yolu işletmesi bulunduğunu, 25 bin uçak, 3 bin 700 civarında da havaalanı bulunduğunu ve 2008 yılı verilerine göre 28 milyon tarifeli uçuşla 2 milyar yolcu taşındığını kaydetti. Sektörün 2050 yılına kadar büyüme eğiliminin yüzde 5-6 düzeyinde olacağını ifade eden Bakan Binali YILDIRIM,  bu çerçevede gelecek 20 yılda mevcut filo kapasitesinin bir kat daha artıracağını ve mevcut araçların yenilenmesinin yanısıra 30 bin yeni uçağın devreye gireceğini bildirdi.

 

Konuşmasında Ulaştırma Şurasında alınan kararlar çerçevesinde 2023 hedeflerine dikkat çeken Bakan YILDIRIM, Türk uçak filosundaki orta ve büyük gövdeli uçak sayısının 750'e ye çıkmasının hedeflendiğini belirterek "Kendi uçağımızı yapmamız için gereken her şey var. Heyecan, birikim, siyasi irade, kararlılık var. Üniversite var. Sanayi bunu yapmaya muktedirdir. Proje geliştirme, AR-GE yapma kabiliyeti vardır. O halde vakit durmak değil, hareket etme zamanıdır. Bu çalıştay da bu hareketin başlangıç noktasıdır. Bunun başarılması için bütün şartların mevcut olduğu görülüyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihine altın harflerle yazılacak bu projenin ülkemize hayırlı olmasını dilerim.'' diye konuştu.

 

"Uçak yapımı yetmez, sertifikasyonu da biz yapmalıyız."

Yıldırım ayrıca uçak yapmanın yetmeyeceğini, yapılan uçakların dünyada tanınması ve sertifikasyonunu da Türkiye'nin yapar hale gelmesi gerektiğini dile getirerek bunun başarılamaması halinde geçmişte yaşanan kötü tecrübelerin bir tekrarının bugün yaşanmasının muhtemel olduğuna dikkati çekti. Geliştirilecek uçak ve uçak aksamlarının testleri ve belgelendirilmesi işlemlerinin mutlaka Türk sivil havacılık idaresi tarafından yapılabilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, bunun altyapısının geliştirilmek zorunda olunduğunu ifade etti. Yıldırım, ayrıca bu belgelendirmelerin uluslararası geçerliliğinin de sağlanması işinin en önemli noktalardan biri olduğunu kaydetti.

 

"Uçak imalatı kolektif bir işbirliğinin ürünüdür"

Yerli yapımı yolcu uçağı için siyasi irade, havacılık sektörü ve üniversitelerin işbirliği içinde olması gerektiğini ve uçak imalatının kolektif bir işbirliğinin ürünü olduğu söyleyen Bakan YILDIRIM,  "Mevcudu yeni baştan yapmanın, yeni baştan keşfetmenin sırası değildir. 'Mevcudun üzerine kendi rengini, fikrini, düşüncesini nasıl ilave ederiz?' anlayışıyla bu projeyi ele almanın daha faydalı olacağı düşüncesindeyiz. O halde, belki bir mevcut lisansla devam etmek, ispat edilmiş 70-100 kişilik uçmuş bir uçakla başlamak, daha sonra bütün sertifikalandırmaları, yetkilendirmeleri dünyaca kabul edilebilir şekilde gerçekleşmiş bir projeyle paralel yürütmek gerekmektedir." dedi.

 

Bakan YILDIRIM, Milli sivil havacılık otoritesi olan SHGM'nin son dönemde önemli başarılara imza attığını belirterek,  Türkiye'nin ECAC ülkeleri içinde denetimlerini en çok arttıran ülke konumuna geldiğini, EASA'dan uçak bakımı konusunda yetki aldığını ve ECAC'ın eğitim başkanlığına SHGM'nin seçildiğini de sözlerine ekledi.

 

SHGM, DHMİ, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, İTÜ, HAVELSAN, TUSAŞ, TEİ, TAİ, THY gibi kamu ve özel sektörden çok sayıda temsilcinin katılımı ile gerçekleştirilen çalıştay, "ihtiyaçlar" ve "yetenekler" başlıklarıyla iki ayrı oturumda düzenlendi. 

 

"Uçak tasarımının sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde yürütülebilmesi için 3 ana unsur bulunuyor…"

Çalıştayın ihtiyaçlar başlığındaki ilk oturumunda konuşma yapan SHGM Genel Müdür Yardımcısı Bahri KESİCİ, Türk sivil havacılığının çok büyük bir gelişme kaydettiğini ve dünyada imrenilecek bir noktaya geldiğini belirterek uçak yapımı konusunda; bir uçak tasarımının sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde yürütülebilmesi için üç ana unsur bulunduğunu, bunların Tasarım Entellektüel Gücü, Sertifikasyon Birimi, İmalat Sektörü olduğunu, ayrıca işin başarılabilmesi için 4. unsur olarak Siyasi ve Teknik İrade'nin bulunması gerektiğini söyledi.

 

Uçak tasarımı yapmış ülke ve firmaların deneyimlerinden yararlanılması gerektiğini ifade eden Kesici, mutlak başarı için mekanizmanın iyi kurulması gerektiğini ve projenin TBMM'den geçirilecek bir kanun ile yada asgari bir Bakanlar Kurulu Kararı ile birlikte başlatılmasının önemine vurgu yaparak ancak siyasi ve teknik irade ile başarının gelebileceğini söyledi.

 

Kesici, sonuç ve öneri kapsamında ise Türkiye'nin kendi imkanları ile bölgesel yolcu uçağını yapabilecek kapasitede olduğunu ve üçlü saç ayağını birleştirerek bu projenin gerçekleştirilmesini sağlayacak siyasi iradenin de bir kanun ile yada asgari bir Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) ile birlikte ele alınması gerektiğinin altını çizerek, projenin yönetimi, finans modeli, lisans ve ticari hakları , tasarımı, sertifikasyonu, imalatı ve pazarlanmasının  net olarak belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

 

İhtiyaçlar paneline konuşmacı olarak katılan DHMİ Genel Müdürü Orhan BİRDAL ise, üretilecek yerli uçağın kısa gövdeli, 40-60 yolcu kapasiteli, kısa pistlere iniş-kalkış kabiliyeti açısında turboprob olması gerektiğini ifade etti. BİRDAL üretilecek turboprop uçağın Sivas-Divriği, İskenderun, Ordu-Gülyalı, Kastamonu, Bodrum-Ismık, Aydın-Çıldır, İzmir-Efes, İstanbul-Samandıra, Yalova gibi şuan kullanılmayan havaalanlarında bölgesel taşımacılıkta kullanılabileceğini söyledi.