Yolcu Sağlığı için sıkça sorulan sorular
Kontakt Lens Kullanımı
Kontakt lens kullanan yolcularımızın, uçuş sonrası en sık tanımladıkları şikayetlerden birisi göz kuruluğudur. Yaşadığımız yerlerde konforlu diyebileceğimiz klimalı bir ortam havasının nem oranı yüzde 40-70 arasındadır, ancak bu oran uçuş esnasında yüzde 20 seviyelerine inebilmektedir.
Özellikle çay, kahve ve alkol gibi vücut sıvılarının azalmasına sebep olabilecek içeceklerden uçuş öncesi ve uçuş esnasında fazla miktarda tüketilmemesi ve son yıllarda gelişen lens teknolojisi ile yüksek gaz geçirgenliğine sahip kontakt lensler, göz kuruluğuna bağlı şikayetleri büyük oranda ortadan kaldırmıştır.
Kontakt lens kullanan yolcularımız yolculuk esnasında koruyucu içermeyen suni göz yaşı kullanabilirler. Ayrıca yolcularımızın uçuş esnasında uyumadan önce kontakt lenslerini çıkarmaları ve uçuşta yanlarında 100 ml’yi geçmeyecek şekilde getirebilecekleri kontakt lens solüsyonlarında lenslerinin nemli kalmasını sağlamaları önerilerimiz arasındadır. Kontakt lens kullanıcıları eğer uçuş esnasında lens ile ilgili bir rahatsızlık hissederlerse; lenslerini hijyen kurallarına uyarak çıkarmalı ve el bagajlarında bulunmasını önerdiğimiz yedek gözlüklerini kullanmalıdırlar.
Kalp Hastalıkları
Kalp rahatsızlığı bulunan ve durumu stabil olan kişilerin büyük bir çoğunluğu emniyetli bir şekilde havayolu ile seyahat edebilir. Ancak kişinin kalp rahatsızlığı ciddi ise ve stabil değilse, durumu düzelip stabil hale gelinceye kadar havayolu ile seyahati ertelenmelidir. Havayolu ile seyahat planınızı doktorunuz ile paylaşmanız ve Sağlık Sigortanızı yaptırmanız önemli diğer bir husustur.
Eğer doktorunuz hava yolu ile seyahat edebileceğinizden emin değilse, havaalanında veya uçuş esnasında örneğin ilave oksijen desteği gibi özel bir destek gerekiyorsa, uçuşunuz öncesi ilgili havayolu şirketi ile doğrudan ya da web ortamında temasa geçip, havaalanına gelişinizden uçuşunuz sonlanıncaya kadar ilave tıbbı donanım ve oksijen ihtiyacınızı bildirebilir, havayolu şirketinde var olan destek hizmetinden veya sağlık destek ekibinden yardım alabilirsiniz. Havayolu şirketinde böyle bir destek hizmet yok ise o havayolu şirketi ile seyahatiniz mümkün olamayacaktır.
Bazı durumlarda havayolu şirketi havayolu ile seyahat edebilmeniz için, doktorunuz ile görüşmenizi, ilave soruların olduğu bir formun doldurulmasını isteyebilir. İlaçlarınızı el bagajınızda taşımanız uçuş esnasında kullanım ihtiyacınız olabileceği için önemlidir. Ayrıca ilaç reçetenizin kopyasını yanınızda bulundurmanız önemlidir.
Solunum Hastalıkları
Astım ve Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı (KOAH) bulunan bireylerin çoğunluğu sorunsuzca hava yolu ile seyahat edebilir. Ancak kendileri için elzem olan ilaçlarını örneğin inhalerlerini el bagajlarında bulundurmalıdırlar.
Yolcu uçaklarında kabin basınçlaması genel bilinenin aksine deniz seviyesine göre değil oksijen oranının çok az oranda azaldığı 5000 ve 8000 feet yüksekliğe göre yapılmaktadır. Hafif ve orta derecede rahatsızlığı bulunan kişilerin çoğunda bu irtifalarda herhangi bir semptom beklenmez. Ancak hakkınızda doğru bir değerlendirmeyi ancak sizin bütün tıbbı geçmişinizi bilen ve tedavinizi planlayan doktorunuz yapabilir. Lütfen seyahat planınızı doktorunuz ile paylaşınız. Genel olarak belirgin bir şekilde nefessiz kalmadan 50 metre mesafeyi normal adımla yürüyebiliyor veya iki kat arasındaki merdivenleri çıkabiliyorsanız ilave oksijene ihtiyaç duymadığınızı söyleyebiliriz.
İlave oksijen gereksiniminiz varsa bunun temininin sağlanması için havayolu şirketine bu durumunuzu yolcu bilgilendirme formunuz ile seyahat öncesinde bildirmeniz önemlidir. Bazı havayolu şirketleri bu hizmeti bedeli karşılığı vermektedir. Bazı havayolu şirketlerinde ise bu hizmet verilmemektedir. Havayolu şirketinden bu konuda bilgileri seyahat öncesinde sağlayabilirsiniz.
Son zamanlarda yapılan bir çalışmada akciğer rahatsızlığı bulunan kişilerin çoğunluğunda ilave oksijen desteği sayesinde güzel yanıtlar alındığı ve bu sayede bu kişilerin dünyanın her köşesine seyahat edebildiği gösterilmiştir.
Oksijen desteği
Uluslararası gereklilikler nedeniyle, tıbbi amaçlar için, yolcuların küçük oksijen veya hava tüpü taşımalarına ancak havayolu şirketiyle önceden anlaşmak kaydı ile izin verilmektedir.
Bazı havayolları, yolcuların kendi oksijen tüplerini taşımalarını izin verirken veya yolcular için özel tüpler tedarik edebiliyorken (genellikle bir ücret karşılığında) bazı havayolları izin vermeyebilir. Kendi oksijen tüpünüz ile veya havayolu şirketi tarafından tedarik edilecek oksijen tüpü ile seyahat etmenize izin verebilen havayolu şirketi, doktorunuz ile görüşmenizi, ilave soruların olduğu bir formun doldurulmasını, sağlık raporu düzenlenmesini isteyebilir. Ayrıca, havayolunun oksijen taşınmasını kabul ettiği durumlarda bile”küçük” tabirinin neye tekabül ettiğinin tam bir karşılığı yoktur. Genellikle kullanılacak tüpün yolcu koltuğunun altına (tüp uçuş sırasında kullanılacaksa) veya başüstü dolabının içine rahat sığacak kadar küçük olması istenmektedir.
Check- in sırasında sorun yaşanmaması için lütfen biletinizi satın almadan önce havayolu şirketinin oksijen tüplerinizin taşınmasına ilişkin şartlarını dikkatlice inceleyiniz.
Hamilelik
Ticari havayolu uçuş şartları, normal seyir gösteren bir hamilelik için tehdit oluşturmaz. Uçuş irtifalarında Normal Kabin Basınçlama olan hava aracında anne hemoglobinleri %90 oksijenle doygundur. Bebeğe ait hemoglobin (HBF)’in anneye göre artmış oksijen taşıma kapasitesi, bebeğin artan kan hücre miktarı ve Bohr etkisi gibi faydalı koruyucu mekanizmalar sayesinde, bebeğin kanında oksijen basıncında çok küçük oynamalar olur. Anne ve bebek açısından normal seyreden hamilelikte havayolu seyahatlerinde asıl sıkıntılı durum; istenmeyen uçuş rötarları ve acil durumlar halinde gerçekleştirilen acil iniş yapılan meydanlarda Kadın Doğum kliniklerinin olmaması veya yetersiz oluşudur.
Bu sebeple birçok havayolu şirketi kurallarında tek bebek hamileliğinde 36. gebelik haftasından sonra, çoğul bebek hamileliğinde ise 32. gebelik haftasından sonra uçakla seyahate izin verilmez. Yine çoğu havayolu şirketi tarafından 28. gebelik haftasından sonra yapılacak seyahatlerde gebelik haftasını ve beklenen doğum tarihini bildiren, hamileliğin komplikasyonsuz normal seyrinde ilerlediğine dair doktor raporu istenmektedir.
Bazı özel durumlarda havayolu şirketleri istisnai uygulamalara izin verebilir. Havayolu şirketlerinin bu konudaki uygulamaları ile ilgili bilgiler söz konusu şirketten edinilebilir.
Ameliyat Sonrası Seyahat
Küçük cerrahi işlemlerden (lipom çıkarılması, küçük yara dikişleri vb) 1-2 gün sonra,
Karın bölgesine ait basit cerrahi işlemlerden 4-5 gün sonra,
Göğüs ve karına ait basit olmayan cerrahi işlemlerden 10 gün sonra, kişiler havayolu ile seyahat edebilir.
Havayolu ile seyahat için komplikasyon gelişmemiş basit katarakt veya kornea laser cerrahisi sonrası bir gün beklenilmesi yeterli olabilirken kompleks göz cerrahilerinden sonra örneğin retina cerrahisi sonrası bu süre bir hafta olmalıdır.
Yine de her türlü kompleks cerrahi sonrası havayolu ile seyahatiniz öncesi ilgili havayolu şirketine durumunuzu bildirimde bulunmanız onlardan gelecek bilgilendirmeye göre hareket etmeniz en iyi yol olacaktır.
Diyabet – Şeker Hastalığı
Kontrol altına alınmış şeker hastalığı, havayoluyla seyahat edenler için önemli problemler oluşturmaz. Ön planlama önemlidir. Seyahatten 4-6 hafta öncesinde doktorunuz veya tedavinizle ilgilenen uzman ekip ile görüşülerek konuşulması, seyahat hazırlığının önemli bir parçasıdır.
Nasıl bir hazırlık yapmalıyım? Yanımda neler taşımalıyım?
İnsülin kullanması gereken yolcular gezi dönemi için insülin gibi temel sıvı içerikli ilaçları yanlarında taşıyabilmektedir. Bu sıvılar için 100 ml limitin üzerinde büyük miktarlara da izin verilebilir. Ancak ihtiyaç durumunun doğruluğunun kanıtlanması gereklidir. Yolcuların seyahat edecekleri havayoluyla ve kalkış yapılacak havalimanıyla irtibat kurarak konu hakkında önceden teyit almaları gereklidir.
Uçakta ne yapmalıyım?
Ani şeker düşmesinin belirtileri de dahil olmak üzere diyabet kontrolünü etkileyebilecek aşırı kafein ve alkolden uzak durun. Kuzey yada Güneye seyahat ediyorsanız insülin veya diğer ilaçlarınızın zamanlamasını değiştirmenize gerek yoktur. 5 saat diliminden daha az fark olan bir seyahat gerçekleştiriyorsanız düzeninizi koruyabilirsiniz. Batıya seyahat etmek gününüzün daha uzun olacağı anlamına gelir ve daha fazla insüline ihtiyaç duyabilirsiniz. Doğuya doğru seyahat etmek gününüzün daha kısa olacağı anlamına gelir, daha az insüline ihtiyaç duyabilirsiniz. Ağızdan şeker ilacı kullanıyorsanız, tek doz atlamak yerine birbirine yakın iki doz almak daha kolay olabilir.
Kısa süren hafif yüksek glikoz seviyeleri zarar vermeyecektir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, diyabet takibinizi yapan uzmanlarla seyahatiniz öncesinde görüşmeniz en iyisidir.
Yemek yemiyor olsanız bile, insülin alımınıza her zaman devam edin.
Kan şekeri seviyeniz 14 mmol/l (252mg/dl) üzerinde iste keton testi yaptırın.
Pozitif keton testi her zaman ekstra insülin ile tedavi gerektirir.
İnsülin Kullanımı
Anemi (Kansızlık)
Kulak ve Baş Ağrısı
.
Derin Ven Trombozu (DVT)
Aşılar
Kırıklar ve Alçı
Pnömatik ateller hava ile şişirilen ve genellikle ilk yardım ekipleri tarafından şüpheli kırıklarda uzuvları hareketsiz tutabilmek için kullanılan plastik aletlerdir. Atel içindeki basınçlı hava uçak içindeki basınç değişikliklerinden etkileneceğinden dolayı uçuş için uygun değildir.
Psikiyatrik Rahatsızlık
Uçuş Korkusu
Uçuş korkusu, yılan ve örümcek korkusu fobisinden sonra gelen üçüncü en yaygın fobidir. Uçuşta yetişkinlerin %90 ında endişe olurken yolcuların %10-25 inde uçuş korkusu olur. Uçuş korkusunun bileşenleri yükseklik korkusu, kontrol kaybı, kapalı yer korkusu, bilinmeyen korkusu ve fiziksel etkilerdir.
Korkunun üstesinden gelmek için bazı havayolları uçuş korkusunu azaltmak ile ilgili örneğin türbülans hakkında, uçuşun genel hatları hakkında, uçak gürültüsü gibi konularda kısacası strese ve korkuya neden olabilecek durumlara karşı çeşitli davranış teknikleri ile beraber eğitici bilgilendirmeleri içeren programları düzenlemektedir. Bu programların sonunda genellikle kontrol altında final uçuşu gerçekleştirilir. Bu programların etkinliği ve yararı görülmüştür.
İleri düzeyde uçuş korkusu olan vakalarda doktoru tarafından uygun görüldüğü ve reçete düzenlendiği taktirde anksiyolitik veya trankilizan ilaçlar kullanılabilir.
Uçuş korkusu olan kişiler için uçuş sırasında kafein ve alkolden uzak durulması tavsiye edilir.
Uyku Apnesi
Havayolu şirketine CPAP makinenizi uçak kabinine almak istediğinizi bildirerek rezervasyonunuzu yaptırmalısınız. İlave olarak havayolu şirketi, doktorunuzdan bu cihazı kullanmak zorunda olup olmadığınızı bildirir belge isteyebilir. Kabin içerisinde cihazına uygun güç kaynağı bulunmayabilir. Bu yüzden havayolu şirketi kuru pil ile çalışabilen cihaz kullanmanızı önerebilir.